Okami (Playstation 2)
Onun için tek bir şey söylenebilir; sanat
İyi bir oyun için en önemli faktör nedir sizce? Grafik, ses, hikaye, atmosfer, oynanabilirlik� İyi bir oyun için bu saydıklarımın en iyi şekilde kombinasyonu gereklidir kesinlikle. İşin garip olan kısmı, bu faktörlerden birinin tek başına herhangi bir oyunda başarılı olması o oyunu 'oyun' yapmaya yetmiyor. Grafikleri hoş, gerisi boş olan bir sürü yapım var piyasada. Gerçek bir oyuncu zaten böyle oyunlardan sakınmayı ve nihayetinde kaliteli olanını seçmeyi de biliyor. Fakat ne yazık ki oyun dünyasında Okami gibi, ismi aklıma geldiğinde "acaba onun için ne söylesem, nasıl anlatsam..." diye düşündüğüm, kendimi parçaladığım şaheserlere çok nadir rastlanıyor. Zaten onun için tek bir şey söylenebilir; sanat� Okami'nin hikayesi Kamiki adındaki bir köyde geçiyor. Köy, barış ve huzur içinde yaşıyor yaşamasına fakat bunun için bir bedel ödeniyor. Köye musallat olan Orochi adındaki sekiz başlı bir yılan her yıl festivale geliyor ve bir bakireyi alıp ***ürüyor. Orochi'nin köye dadandığı ilk festivalden yüzyıl sonra Shiranui adında beyaz bir kurt ortalıkta dolaşmaya başlıyor. Bu sırada köyde Nagi adındaki bir savaşçı Shiranui'yi gördüğünde Orochi'nin adamlarından biri olduğunu düşünüyor ve onu köyden uzaklaştırmaya çalışıyor. Bir süre sonra festival zamanı geliyor ve Orochi köye geri dönüyor. Orochi bu sefer kendisine kurban olarak Nagi'nin sevgilisini, yani Nami'yi seçiyor. "Eee hani bu arkadaş bakire seçiyordu" dediğinizi duyar gibiyim. Sulandırmayalım. Sevgilisini ve köyünü bu musibetten kurtarmak isteyen Nagi, cesaretini toplayıp Orochi'nin karşısına dikiliyor ve tam öldürülecekken Shiranui son anda yetişiyor ve sekiz başlı bir yılan olan Orochi ile dövüşmeye başlıyor. Shiranui onunla başa çıkmakta zorlanıyor ve gücünün son damlasıyla köye bir kılıç indiriyor. Nagi bu kılıcı kaptığı gibi Orochi'nin üzerine atlıyor ve onu mağlup etmeyi başarıyor. Kılıç, Orochi'yi sonsuza dek mühürlemek için savaştıkları mağarada kalıyor. Nagi kanlar içindeki kurdu köye taşıyor fakat köye vardıklarında kurt hayata gözlerini yumuyor. Köy halkı da kurt adına bir heykel yapmakla yetiniyor�
Bütün bu olaylardan sonra yüz yıl boyunca köyde huzur ve barış hakim oluyor. 100. yılda festival zamanı yaklaşırken olan oluyor ve birisi mağaradaki kılıcı yerinden çıkartıyor. Nihayetinde Orochi de serbest kalıyor. Kötülük ve karanlık köye yeniden hakim olmaya başlıyor. Bir ağaç perisi ve aynı zamanda Kamiki köyünün koruyucusu olan Sakuya bütün bunlara dayanamıyor. Shiranui'nin heykelinin yanına gidiyor ve onu hayata döndürüyor.
Shiranui aslında bir güneş tanrıçası olan Amaterasu'nun ta kendisi. Yokluğunda güçleri on uç küçük tanrıya bölünmüş. Yaşama döndükten sonra Issun adında bir de küçük arkadaş edinen Amaterasu, bu vakitten sonra kendisini on uç küçük tanrıda bulunan güçlerini toplamaya ve gezdiği yerleri Orochi'nin karanlığından kurtarmaya adıyor.
Okami için bir sanat demiş miydim?
Hikaye çok derin olmasa da kesinlikle sıra dışı. Aslında Okami tepeden tırnağa sıra dışı bir yapım. Oyunu işleyen programcılar (Clover Studios) sanki bilgisayar başında oturup kod yazmamışlarda, almışlar ellerine paleti, geçmişler tuvalin karşısına, iyilik ve güzellik adına ne varsa kağıda dökmüşler. Sevgi, doğa, huzur, aşk, yardımlaşma... Kısaca aklınıza gelebilecek her türlü güzelliği Okami'de görmek mümkün. Yaptığınız her iyiliğin karşılığını manevi değerler olarak geri alıyorsunuz ve emin olun ki Clover Studios oyuncuyu bu yönde tatmin etme yolunda hakikaten iyi bir iş çıkarmış.
Daha oyuna başlar başlamaz hissettiğim duyguları size anlatamam. Okami'nin kesinlikle diğer oyunlarda olmayan bambaşka bir atmosferi var. Öyle ki, yemyeşil bir dünyada (tabi her zaman yeşil kalması sizin elinizde), iyiliklerin ve güzelliklerin peşinde koşan Amaterasu'nun basıp geçtiği yerlerde çiçekler bile açıyor. Bütün hikaye masalsı ve huzur dolu bir dünyada geçiyor. Shadow of the Colossus'daki kadar olmasa da Okami'de de oyuncuya hissettirilen bir yalnızlık durumu hakim.