Rcg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Oyuncuların Adresi
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En iyi yollayıcılar
BaRıŞ_RoCk
Lost: Via Domus Vote_lcapLost: Via Domus Voting_barLost: Via Domus Vote_rcap 
konseptik
Lost: Via Domus Vote_lcapLost: Via Domus Voting_barLost: Via Domus Vote_rcap 
Rcg
Lost: Via Domus Vote_lcapLost: Via Domus Voting_barLost: Via Domus Vote_rcap 
emonz
Lost: Via Domus Vote_lcapLost: Via Domus Voting_barLost: Via Domus Vote_rcap 
XageM
Lost: Via Domus Vote_lcapLost: Via Domus Voting_barLost: Via Domus Vote_rcap 
macomil
Lost: Via Domus Vote_lcapLost: Via Domus Voting_barLost: Via Domus Vote_rcap 
LiBeRtY
Lost: Via Domus Vote_lcapLost: Via Domus Voting_barLost: Via Domus Vote_rcap 
By_efsane34
Lost: Via Domus Vote_lcapLost: Via Domus Voting_barLost: Via Domus Vote_rcap 
Istatistikler
Toplam 9 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: By_efsane34

Kullanıcılarımız toplam 300 mesaj attılar bunda 176 konu

 

 Lost: Via Domus

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BaRıŞ_RoCk
Uzman Grup Yöneticisi
Uzman Grup Yöneticisi
BaRıŞ_RoCk


Mesaj Sayısı : 126
Kayıt tarihi : 28/06/08
Nerden : кσηуα

Lost: Via Domus Empty
MesajKonu: Lost: Via Domus   Lost: Via Domus Icon_minitimePaz Haz. 29, 2008 4:12 pm

Lost: Via Domus
“Herkesin bir hikâyesi vardır” derler büyüklerimiz. Her insanın, kendi içindeki çatışmaları farklı olabilir, dünyaya bakışları olabilir. Ama her insan, mutlaka çaresiz, umutsuz kaldığı, ya da aksine başarılı olduğu dönemler geçirmiştir. Her insan, öyle ya da böyle bir şekilde hayatına devam eder, ilerleyen zamanlarda ne olacağını bilmeden…

Lost dizisi, başta Avrupa olmak üzere, Türkiye dâhil birçok ülke vatandaşları tarafından sevgiyle takip edilen bir dizi hâlini aldı. Bundan dört sene önce masum bir dizi gibi yayın hayatına başlayan Lost, geçen bu süre içerisinde çok değişti ve izleyici kitlesini katlayarak artırdı. Senaryo yazarlarının keskin zekâlarının filme uygulanışı tüm izleyicileri mest etti. Ve sıra, izleyici koltuklarından kalkıp bilgisayar koltuklarına gelmeye geldi. Neden mi? Ubisoft, bu pastadan kendi dilimini koparmak için kollarını sıvadı bile.

Yaşam – Ölüm – Ada

Oyuna girdiğimizde, ilginç ama güzel tasarlanmış bir menü ile karşılaşıyoruz. Yapımcıların bu menüyü yaparkenki amaçları oyunculara daha ilk dakikadan filmi hatırlatmak olmalı ki, menüde kullanılan arka plân uçaktan parçalarla süslenmiş.

Oyuna geçmeden önce, oyunun hikâyesinden bahsetmek, ve filmle zıtlaşan noktalarını belirtmek istiyorum. Oyunda yöneteceğimiz karakter, dizide yer almıyor. Yani Jack ve diğer karakterlerden birisini yönetmiyoruz oyunda. Oyunda yöneteceğimizin karakterimizin ismi Elliot Maslow. Uçak kazasından sağ kalanlardan bir tanesiyiz. Bu noktada, diziden ayrılan bir senaryo görüyoruz. Öyle ki; oyun, karakterimizin kendi geçmişini araması üzerine kurulmuş. Kendi geçmişi üzerinden sisteme oturtulan bir hikâye duruyor karşımızda.

Bu işi yaparken, bol bol fotoğrafçılıktan yararlanacağız. Elliot Maslow, bir savaş kameramanı. Yani bu işte uzman ve hatırlamakta bu işinden yararlanacağız. Kazadan önceki sahneleri hatırlamak için, bize verilen resimleri çekmemiz gerekiyor. Animasyon olarak dağınık hâlde verilen kareyi, eskiye dönüp çekerek tamamlamak ve karakterimizin hatırına getirmemiz gerekiyor. Ki bu da oyuna oldukça eğlence katmış durumda. Hiç değilse iyi bir adventure atağı olarak sayılabilir.

Arayüz – Grafik – Ses – Animasyon

Oyunun içine geldiğimizde ise, bazı temel bilgileri kısa sürede öğrenebiliyoruz. Öncelikle dizideki karakterlerle bağlantı hâlinde olacağımızı bilmenizde fayda var. Örnek vermek gerekirse, ormanı keşfe dayalı görevlerde, sık sık John Locke ile karşılaşacağız. Oyundaki sırt çantamızda belirli bir sınıra kadar çeşitli eşyalar taşıyabiliyoruz. Bu eşyalar gerek bir meyve gerekse bir şişe su olabilir. Bu depoladığımız eşyaları, diğer karakterlerle takas yaparken kullanıyoruz. Her eşyanın kendine ait bir değeri var ve karşı taraftan alacağımız eşyaya göre değerleri eşitlemek için kullanıyoruz. Mesela mutlaka meşale veya çakmak taşımanızı öneririm. Karanlık mekânlarda burnunuzu duvara sürtüp kıvılcım yakmaya çalışmak zorunda kalmazsınız…

Oyun boyunca tamamladığınız her görevden sonra, karakterinizin yeni bir şeyler hatırlayacağını göreceksiniz. Oyun ilerlerken, *** parçalar da tamamlanıyor ve oynadığımız karakter hakkında asıl bilgilere ulaşabiliyoruz.

Oyundaki en büyük mekân, orman. Ormanı keşfe çıkmak o kadar serbest olmasa da, ormanların içinde gezmek iyi bir atmosferle zevkli hâle geliyor. Oyundaki en büyük düşmanımız orman olduğundan ve ormanda dolaşırken gerçekten dikkat etmek zorunda olduğumuzdan, yolumuzu bulmamız için oyunda küçük ipuçları bulunuyor. Herhangi bir uçak enkazı veya bir bayrak parçasının yanına gidip ipuçlarını bulabilirsiniz.



Gizem – Gizem – Gizem

Lost: Via Domus, türüne sadık kalarak küçük bulmacalar çıkartıyor oyuncuların karşısına. Karakterimizle çeşitli bilgisayarlardaki şifreleri çözerek kapıları açabiliyoruz. Veya elektrik dağıtımı tarzında bir bulmaca sistemiyle -ki bunla sık sık karşılaşıyoruz- mekanizmaları çalıştırabiliyoruz. Böylece oyunun kendi türüne saygısı ortada kalıyor ve bu da biz oyuncuları az da olsa meraklandırıyor.

Oyundaki *** parçalar yerine oturdukça, “Acaba sonunda ne var?” sorusu ağır basmaya başlıyor. Oyunculara sunuş bakımından pek başarılı olmasa da, bu hikâye olayı oyuncuları heyecanlandırıyor. Ki zaten hikâyenin sonu, gerçekten iyi kurgulanmış ve şaşırtıcı.

Ubisoft firmasının bu oyunda başardığı en büyük iki şeyden birincisi, oyunun yapım sürecindeki bölümlerin kurgulanış biçimi. Bir film oyunu olduğundan, aslında çok fazla umut bağlanmayan Via Domus'da yapımcılar, bölümleri çok iyi kurgulamışlar ve aynı güzellikle oyunculara aktarmayı başarmışlar. Oyunun ilk girişinden tırmanan heyecan ortalara kadar sürerken, senaryonun gidişatına doğru bir zaman düşüşe geçse de, oyunun sonlarına doğru tekrar tırmanıyor ve oyuncuların kalplerinin normalden daha hızlı atmasına sebep oluyor.

Game Over mı, The End mi?

Via Domus, günümüz teknolojilerini de sonuna kadar kullanıyor. Özellikle görsel açıdan grafik kurallarını çok iyi oyuna yansıtmışlar. Ubisoft firması, özellikle gölge oyunlarıyla ormanın hissiyatını oyunculara vermiş. Ayrıca sahilde geçirdiğimiz süre içerisinde o sahile âşık olmamak için kendinizi zor tutuyorsunuz. Yüz modellemeleri ise tek kelimeyle muhteşem. Dizideki karakterlerin yüzlerini oyuna çok iyi aktarmışlar. Jack başta olmak üzere diğer tüm karakterlerin yüz ifadeleri oyunda aynen bulunuyor ve bu bize kendi evimizdeyiz hissini veriyor. Oyun süresince ara videolar da oldukça kaliteli. Özellikle ilk uçağın düşüş sahnesi çok iyi olmuş. Çok iyi grafiklerle bezenmiş videoları izlerken, sanki bir an diziye devam ediyormuş hissiyatına kapılıyorsunuz.

Yapımcıların son kozu ise, bölüm başlarında, ayın dizide yapıldığı gibi önceki bölümdeki kareleri hatırlatmak. Bu koz, gerçekten çok iyi yansıtılmış oyuna ve oyuncuları (yani bizi) gülümsetmeye yetiyor.

Sonuç olarak, Lost: Via Domus, aksiyon ögeleri olarak yetersiz olsa da, çok fazla serbestliğe izin vermese de, “Film oyunları kötüdür!” düşüncesi karşısına 1-0 geride başlayarak çıksa da, toplam süresi yedi saatçik olsa da, ortalamanın üstünde bir oyun. Üzerinde yoğunlaşılarak gerçekten muhteşem bir oyun çıkartılabilir. Malzeme çok güzel, yeni fikirlere çok açık. Adventure meraklılarının hiç değilse bir kez oynayacağı, arşivlerine katacağı bir oyun. Dizi meraklıları mı? Onlar çoktan oyunu bitirdiler zaten. Değil mi? Oyunsuz kalmayın…

_________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.vampirlercehennemi.tr.gg
 
Lost: Via Domus
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Rcg :: Oyun Dünyası :: Oyun İncelemeleri-
Buraya geçin: